Thursday, October 05, 2006

Bir filmin ardından

BIR FILIM ARDINDAN

Dun aksam bir filme gittik; “babam ve oglum”!! Anlamamisim konusunu tam. Bilseydim belki de gitmezdim. Bile bile huznumu davet etmezdim.

Hepimiz kizarmis burunlar ve islak gozlerle ciktik sinemadan, Turk’u, Ingiliz’i, Pakistan’lisi. Huznun ulkesi, milleti yok ki!! Olum ve dogum belki de inanilan tek ortak mucizeler.

Nurgun, “anlamadim ne oldu? Halbuki o kadar da kaliteli bir oyun sergilenmedi ama demek ki bir yere dokundu” dedi. Dokunmustu elbet! Dokunmaz mi!? Hepimizin hayatinda yasanmistir benzer acilar. Kimbilir hangi gomdugumuz aci hatiralar hortlamistir yerinden. Kimi coktan unutulmustur ama izi kalmistir da huznumuzun sebebini bilmeyiz. Kimi ise hic unutulmamistir da geldiginde hemen biliriz.
Ben boyle filmlerde hep doya doya yasini tutamadigim, gonlumce sarip da sevemedigim kardesime aglarim. Bir ruzgar gelir huznumun daha tozlanamamis ortusunu ucurur ve sakladigim kozler koruklenip aleve, yangina donusur yeniden. …. ve gozlerimden yillarin biriktirdigi yaslar suzulur, hem de gunlerce. Artik ozlem midir beni bu kadar aglatan, onun cekmis oldugu acilar mi, yoksa doya doya ona sarilamamis olmak mi, bilemem. Hickiriklar icimde patlar, bedenim sarsilir durur. Haykira haykira aglamak isterim de, yine yapamam.

Tekrar sorarim kendime “ben burada ne yapiyorum?” diye. Hayatin anlami bir kez daha sorgulama konusu olur. Sevgililer gitmistir, hem de donmemecesine ve bitmeyen bir mucadele kalmistir geride. ..ama niye?!! Iste bu “niye” sorusuna bir turlu bulamadigim aslinda bulup da bir turlu kabul edemedigim cevap kurcalar durur kafami. Yine anlamsizlasir bir suru sey. Para kazanma mucadelesi, yeni bir giysi almak istegi, dusmanliklar, kiskancliklar, istekler, huzunler yeniden anlamsizlasir. Bir varsiniz bir yoksunuz ama siz gitseniz de esyalariniz kalmistir arkada. Goturemediginiz tutkulariniz, yillarinizin emegi, mucadelesi, huznu, sevinci, iyi/kotu naminiz kalmistir arkada. Bir zamanlar en gercek olan ve olmayani gercek yapan yoktur da daha fani sanilanlar kalmistir ortada.

Yuregimin yarisi insan, yarisi ilahi ruh!! Mucadele eder dururlar. Ikisi de birbirine baskin cikamaz ki bu ikilem cozulsun. Bir taraf aglarken obur taraf “sacmalama!! Yaradilisin kurali bu! Her seyin bir sebebi var!! Sen o sebebi gormeye calis ve o dersi al” der, comak saplar kursagima!

Bildigim o ki; bir oyunun oyuncusuyum ben de, ama perde inmeden, benim rolum bitmeden sahneden inmek yasaktir bana, en sevdigim rol arkadaslarim gitmis olsa da!! Arkalarindan bakmak bile haramdir!! Oyun hep ileri gider cunku.

Bazi arkadaslar birakip giderler rollerini, izin verilmeden. Iste o zaman yeniden yazilir onun sahneleri. Rol arkadaslari bocalar, sasirir, daha fazla calismak zoruna kalirlar onun acigini kapatmak icin. Bazi replikleri sadece o biliyordur ve o gidince digerleri ogrenmekte, soylemekte zorlanir. Soylenenler anlamini yitirir karsiligi olmayinca.

Iste bunun icindir ki gitmeyi cok istese de bazi sorumlu olanlar, arkadakiler icin oyuna devam ederler!!

Umran Altunkaya
29 Mart 2006
Londra

No comments: