Monday, October 23, 2006

GURBETTEN SILAYA BAYRAM!

Uzaklarda bayram nasıl olur derseniz bilin ki memleket tadı yoktur. Ne tatildir bayram, ne akraba vardır yakında gidilecek, ne de yaşlı vardır eli öpülecek. Zaten gitmek için zaman ve heves gerekir.

Ezan sesinin duyulmadığı bir ramazanda hele bir de oruç tutmuyorsanız bayram bayram değildir hiç. Ne çocuklarımız bilir ne olduğunu, ne de biz yaşarız aynı heyecanı! Kimse de kimseyi ziyaret etmek için pek çaba göstermez. Ramazan bitmiştir, o kadar! Bayram ruhu meftadır burada.

Gerçi memlekette değil midir? Orada da bayram, tatil firsatı ile yer değiştirmiştir. Akraba ziyareti de ne demode bir şeydir!! Gidip de eski toprakların abuk sabuk hikayelerini dinleyip de ne yapacaksınız!? Zaten büyükanneniz, dedeniz, teyzeleriniz amcalarınız hatta anne ve babanız hep böyle kalacaklar. Onları ziyaret edip sohbet etmek için daha çoookkk vaktiniz olur. Hah siz öyle sanın! Birinin dediği gibi kontağın ne zaman kapanacağı belli değil. Dikkat edin de topraklarına konuşmak zorunda kalmayın. Öyle uzakta olduğunuz bir gün gidiverirler aniden, sonra isteseniz de bayramda öpecek el bulamazsınız. Iki sevdiğim insan ben uzaklardayken öldüler. O zaman karar verdim cep telefonu almaya ama onlar ne geri döndüler ne de bir daha göründüler. Ha bu gün, ha yarin darken anneannem tarihi ile birlikte göçtü. Şimdi babaannemin tarihini kaydetmek için yanar tutuşurum ama ha deyince aşılmıyor bu mesafe.

İşte memlekettekiler dışarı çıkmaya çalışırken bayramda, biz içeri girmeye çalışırız şimdi!

Üstelik artık bizlerin bile anılarında vardır bir bayram, her yıl dönüp ısıtıp andığımız. Hep büyüklerimiz derdi biz çocukken “!ah nerdee o eski bayramlar!” diye. Dinler dinler hayal etmeye çalışırdım acaba eski bayramlar ne kadar güzel olabilirdi? Acaba biz de bir gün böyle konuşur muyduk? Konuştuk! Hem de çok erken!! Bizim en azından anılarımızda bir bayram kaldı. Ya çocuklarımız!: Onların yaşanmış bir bayram anıları bile yok burada!!

Yine de ben, memlekettekilere ve memleket dışındakilere mutlu bayramlar dilerim.Ziyaret ettiğiniz evlerde benim için de bir dilim baklava yiyin. Aman dikkat edin hazir baklava sevmem, cevizli veya findıklıyı tercih ederim. Kadayıf da makbulümdür ama o da ev yapımı olacak. Ev baklavası bulmakta zorlananlara ev baklavası yapanların adreslerini verebilirim. Benim hakkımı gider yersiniz. Bunlar dışında benim adıma hiç bir tatlı yemeyin olur mu?! Sakın şeker komasına filan da girmeyin. "Ümran rica etti daha fazla yemem lazım" deyip suçu da benim üzerime atmayin!

Ha bir de, atabilen varsa benim adima bir rulo catapat atsin bakalim

No comments: