Sunday, October 08, 2006

SU’DAN BİZE MESAJ VAR - 1

Hepimiz okunmuş suyu duymuşuzdur eğer içmediysek bile... Mevlütlerde birileri hemen ortaya bir sürahi su yetiştirir ve okuma bitince de herkese ikram ederler, “okunmuş su” iyidir diye.

Hocanın biri bir gün çok hasta iken bir adam gelmiş ve ondan evden kaçan karısının geri gelmesi için yardım etmesini istemiş. Hoca hasta. Bir şey yapması mümkün değil. Karısına musluktan bir şişeye su doldurup adama vermesini istemiş. Kadın şaşırmış ve karşı çıkmış hocaya “ama okumadın ki! Günah değil mi adamı kandırıyorsun?”. Hoca cevap vermiş “marifet okumakta değil hanım her şey inanmaktadır”. Nitekim okunmuş su aldığına inan adam bir kaç gün sonra hocaya hediyelerle gelmiş “karımı geri getirdin” diye. Oysa karısını geri getiren onun, karısının okunmuş su sayesinde geri geleceğine olan inanma gücüdür.

Düşüncelerimiz etrafımızdaki her şeyi etkiliyor. Biz etrafımızdaki her şeyle ilişki halindeyiz ve ruh durumumuz, düşüncelerimiz, hatta etrafımızdaki her şey, renkler, resimler, müzik, sandığımızdan daha fazla etkili yaşamımızda.

Kısa bir süre önce Japon bilim adamı Dr. Masaru Emoto bilim çevresinde hayret uyandıran bir araştırmasının sonucunu açıkladı. Bedenimizin ve aynı şekilde dünyamızın %70’ni oluşturan suyun içindeki kristaller duygularımızdan, düşüncelerimizden, etrafındaki seslerden ve şekillerden etkilenerek yapı değiştiriyordu. Mutluysak mutlu oluyor, üzgünsek üzülüyor ve kızgınsak kızgın oluyordu.

Hangi dilde olursa olsun güzel kelimeler karşısında su büyüleyici güzellikte kristaller oluştururken, küfürlü ve kötü kelimeler karşısında çok çirkin bir görüntü alıyor. Ilginçtir ki “heavy metal” müzik de suyu olumsuz etkiliyor.

Aynı şekilde eğer su şişesinin üzerine bu kelimeler yazılarak konulursa da aynı etki görülüyor. Burada hemen yine bizim hocalarımızın bir kağıt parçasına yazdıkları duaları suya atarak o suyu içirmelerini hatırladım. Demek ki atalarımız yüz yıllar önce bizim bu gün öğrendiğimizi biliyorlarmış. Aslında iyileştirme gücü olan su! Kelimelerle içine iyileştirme özelliği konan su, çünkü suyu içiyoruz ve içtiğimiz o güzel duygularla yüklü su bedenimizdeki milyonlarca hücreye bu güzel duyguları taşıyor.

Aynı şekilde kötü duygular yüklenmiş su da bedenimize o kötü duyguları taşıyor.
Şimdi bir evin içerisindeki atmosferi ele alalım. Kişilerin sürekli tartıştığı ve kötü sözlerin söylendiği bir evdeki su bu sözlerle yüklenecek ve ev halkı bu suyu içtiğinde yine aynı kötü duygularla yüklenecek ve bu kısır döngü böyle devam edecek. Oysa sevgi ve şükürün olduğu bir evde de tam tersi bir durum olacaktır.

Size negative duygularla su getiren birini düşünsenize. Onun suya geçirmiş olduğu o duyguları suyu içtiğinizde siz de yükleniyorsunuz.

Kısacası içtiğimiz su bize gelene kadar geçirdiği aşamalardaki duygu ve düşüncelerden etkileniyor. Bizden etkileniyor ve bizi de etkiliyor.

Buradan hareketle %70’i su olan dünyamızdaki negatifliği, güzel düşüncelerimizi suya aktararak giderme imkanımız var diyebiliriz. Belki de barışın kaynağı sudur. Tabii burada önemli bir soru öne çıkıyor; her su etkilenme kapasitesine sahip mi? Bunu haftaya yazacağım.

Umran Altunkaya
Londra, Temmuz 2006

No comments: